Bunama ya da Demans olarak bilinen hastalık Alzheimer, nüfusun yaşlanmasına paralel, istatistiklerde sanayileşmiş toplumlarda en sık görülen hastalık.
Dünyada 10 milyon Alzheimer hastası olduğu öngörülüyor. Bu sayının 2025 yılında 25 milyona ulaşması bekleniyor. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de kalıtımın hastalıkta rolü bilim adamlarında kanıtlanmış durumda. Hastalığın tedavi açısından zor olduğunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Nörolog Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, beynin zihinsel ve davranışsal işlevinin bozulmasıyla ortaya çıkan Alzheimer’ın her durumda Demans olmadığına dikkat çekiyor.
21 Eylül Dünya Alzheimer Günü gerek ülkemizde gerekse dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanırken küresel anlamda Alzheimer’ın dünyayı tehdit eden bir hastalık olduğu da istatistiklerde kendini gösteriyor. İstatistikler 2025 yılında 25 milyon Alzheimer hastası olacağını söylüyor.
HER DEMANS ALZHİMER DEĞİL
Alzheimer hastalığına ilişkin bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığının bir bunama yani Demans hastalığı olduğuna dikkat çekiyor. Demansın genel olarak beynin zihinsel ve davranışsal işlevlerinin bozulmasıyla ortaya çıkan sonuç olduğunu ifade eden Tanrıdağ, Alzheimer’ın eşittir Demans olmadığını vurguluyor.
Her Alzheimer hastası Demans hastasıdır ancak her Demans hastası Alzheimer hastası değildir. Beyni etkileyen hastalık ya da durumun ne olduğuna ve beyni nasıl etkilediğine bağlı olarak Demans çeşitlenir. Bu çeşitlenmeyi anlayabilmekte beyin bölgeleri ve işlevleri arasındaki ilişkiye dair temel bilgiler önemlidir.
ALZHEİMER TEDAVİSİ ZOR BİR HASTALIK
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ tedavi açısından Alzheimer’ın zor bir hastalık olduğunu belirtiyor.
Alzheimer hastalığı tedavi açısından zorluk derecesi yüksek bir hastalıktır. Bunun nedeni,erçek nedeninin tam olarak ortaya konamamış ve spesifik tedavisinin bulunamamış olmasıdır. Diğer nedenler arasında hastalığın ilerleyici olması ve genetik etkilerin bulunması sayılabilir. Yapılan çalışmalar gelecek adına umut verse de hastalık şu anda önemli bir tedavi zorluğu arzetmektedir. Tedavi amacı esasını beyinde eksildiği düşünülen maddelerin geri kazandırılmasına yöneliktir. Ancak hastalığa neden olan ana faktör bilinmediğinden geri verilen maddelerin yeterince verilip vereilmediği de belli değildir. Son yıllarda farklı bir tedavi mantığı olan aşı çalışmaları yapılmaktadır.
Hastalığın belirtileri ve evrelerine ilişkin ise Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ şunları kaydediyor.
Hastalığın herkes tarafından kabul edilen bir evrelendirmesi yoktur. Beyindeki değişimlere dayanan evrelendirmeler olduğu gibi klinik bazda evrelendirmeler de vardır. Ancak genel olarak hafif, orta ve ileri evreler olduğu söylenebilir. Hafif evrede sadece bellek bozukluğu vardır. Bu evre bellek bozukluğu yapan diğer nedenlerle karıştırılabilir. (depresyon, vitamin azlığı gibi) Orta evrede bellek bozukluğuna dil, beceri, oryantasyon gibi işlevlerin bozukluğu eklenir. Gündelik işlevlerin yapılması zorlaşır. İleri evrede tüm bilişsel işlevler bozulur, davranış anormallikleri çıkar ve hasta çevresine bağımlı hale gelir.
ALZHEİMER HASTALARINA ANLAYIŞLI DAVRANILMALI
Hastalık sadece kişinin yaşamını zorlaştırmıyor. Hastanın çevresindekiler özellikle de yakınlarının da yaşamı en az hasta kadar zora girebiliyor. Prof. Dr. Tanrıdağ hasta yakınının da bilmesi gereken gerçeklerin olduğunu belirtiyor. Tanrıdağ hasta yakınlarına ilişkin önemli önerilerde bulunuyor.
Bir hasta yakınının hastasının bakım sürecine ilişkin bilmesi gereken ilk gerçek hastasının yeni bilgileri akılda tutmakta zorlanacağı ve yapılacak işler konusunda ona çok sayıda açıklama yapılmasının gerekeceğidir. Bunun yanı sıra hastasının eskiye oranla kişilik ve davranışlarının değişebileceğini ve ona göre davranması gerektiğini bilmelidir.
Alzheimer hastalarına son derece özverili ve anlayışlı davranılmalıdır. Hastalarla hiçbir konuda tartışılmamalı, söyledikleri yanlış da olsa anlayış gösterilmelidir. Onlara gündelik ihtiyaçları için yardımda bulunulmalıdır. Kızgınlık görmek Alzheimer hastalarının durumunu daha da bozar ve içinde bulundukları depresyonu arttırır. Alzheimer hastaları gündelik hayatta insan içinde ve insanlarla birlikte olmalıdır. Yalnız kalan ve az ilgi gören hastalarda hastalığın daha hızlı ilerlediği bilinmektedir. Hastalar insan içindeyken çoğu kez bilmeden hata yapabilirler. Bu gibi durumlarda insanların içinde onların hatalarını yüzlerine vurmak ve onlara kızmak hastalar üzerinde normal insanlardan daha yıkıcı etkilerde bulunur.
HASTALIK KONUSUNDA BİLGİSİ OLAN HASTAYI KOLAY ANLIYOR
Hastalık konusunda bilgili olan hasta yakınları hastalarının davranışlarını ve ihtiyaçlarını daha kolay anlarlar. Bu bilgiler eşliğinde doktorları hastaları konusunda daha fazla aydınlatarak hastalarıyla ilgili daha gerçekçi ve doğru yardımlar alırlar. Hastalık konusunda bilgi sahibi olan bir çok hasta yakınının hastalarını şüphe üzerine doktora götürerek erken tanıya yardımcı oldukları bilinmektedir. Bunun aksi davranışlarda da hastalık ihmal edilerek doktora başvurmadan ileri evrelere gelebilir.
EN YORUCU VE YIPRATICI DÖNEM EN İLERİ DÖNEM
Hasta yakınları için en yorucu dönem doğal olarak hastalığın ileri evresidir. Bu evrede hasta eski kimliğinden farklı davranışlar içindedir. Hemen hiçbir şeyi kendi başına yapamaz. Bazı hastalar bu evrede yatağa bağlanır. Yatağa bağlanan hastanın bakımı ayaktaki hastadan çok daha zordur. Yatak içinde hareket, yemek yedirme, temizlik ve hijyenini yapmak hasta yakın ının üzerine kalır. İleri evre hastalarda yakınlarını algılama ve tanıma problemleri önemli sorunlar çıkarır. Algılama problemleriyle bazı hastalar örneğin oğullarını babaları, kızlarını anneleri sanırlar. Onların öldüklerini bildikleri halde bu yanlış tanımalar onları uygunsuz davranışlara iter ve bazen de paniğe kapılırlar. Kıskançlık ve şüphecilik önemli problemlerin arasında yer alır. Bazı hastalar yakınlarından her şeylerini saklarlar. Telefonu açıp yakınlarını hırsız diye ihbar ederler.
HASTA YAKINLARI DEPRESYONA GİREBİLİR
Hasta yakınları en çok hastalarının kişilik ve davranış değişikliklerinden etkilenir. Hastalarını eskisi gibi kabul ederler ancak hastaları farklı bir insan gibi davrandığında kabullenmek istemezler. Bu mücadele hasta yakınları için çeşitli sağlık problemleri getirebilir. Bunların başında depresyon gelmektedir. Bunun dışında daha önceden sağlık problemleri olan hastaların bu problemleri artabilir. (örneğin hipertansiyon, şeker, kalp hastalıkları)
ALZHEİMER İLE TEK BAŞINA SAVAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL
Alzheimer hastalığı tek başına hasta yakınının bakacağı bir hastalık değildir. Bu konuda hasta yakınları mutlaka profesyonel yardım almalıdırlar. Bu yardım evde hasta bakan profesyoneller tarafından verilebileceği gibi özel sağlık kuruluşları tarafından da verilebilir.
Hasta bakımındaki en önemli tavsiye hastalardaki bellek zayıflaması nedeniyle bilgilerin hastalara bir kere değil birçok kere aktarılmasıdır. Ayrıca hastalara negatif ve eleştirel davranılmamalıdır.