Yaşamınızı olumsuz etkileyen ağrı, yorgunluk, uykusuzluk, aşırı terleme gibi şikayetlerden depresyona kadar birçok sorunun çözümünde akupunkturun çok önemli faydaları var. Halk arasında akupunkturun sadece bir çeşit zayıflama yöntemi olarak bilindiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Akupunkturist Dr. Derya Özmen Alptekin, dünyanın en eski tedavi yöntemlerinden biri olan akupunkturun, tedavilerde kullanım alanlarını açıklıyor.
Hastalıkların tedavisi amacıyla yaklaşık 4000 yılı aşkın süredir Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinde uygulanan akupunktur, bugün Almanya, Avusturya, Fransa ve Amerika gibi birçok batı ülkesinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Vücut üzerinde bulunan belirli noktalara iğne batırmak suretiyle uygulanan akupunktur ağrı azaltıcı, iyileştirici ve bağışıklık sisteminde düzenleyici etkisiyle birçok hastalığın tedavisinde uygulanıyor. Metabolizma üzerindeki etkileri nedeniyle kilo kontrolünde de destekleyici bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Dr. Derya Özmen Alptekin akupunktur ile ilgili bilimsel gerçekleri açıklıyor.
En yaygın olarak ağrı tedavisinde uygulanıyor
Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki akupunktur en yaygın olarak ağrı tedavisinde etkilidir. En çok bel ve boyun ağrıları, diz, omuz ve diğer eklem ağrıları gibi kas iskelet sisteminin ağrılı sendromlarının tedavisinde kullanılan akupunktur yöntemi aynı zamanda migren tedavisinde de etkili oluyor. Akut ve kronik ağrı kontrolünün yanısıra; stres, depresyon, uyku bozuklukları, psikosomatik hastalıklar, kaygı ve panik bozukluklar, kekemelik ve tiklerin tedavisinde, alerjik rinit, sinüzit ve cilt döküntülerinde, bulantı, kusma, midede asit fazlalığı, kabızlık ve ishal durumlarında, baş dönmesi (vertigo) ve kulak çınlamasında, inme sonrası felç tablosunun rehabilitasyonunda tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılan bu tedavinin uygulama alanının çok geniş olduğunu belirten Dr. Derya Özmen Alptekin önemli bir noktanın altını çiziyor: “Aşırı terlemeden tutun da, cinsel işlev bozuklukları ve kilo kontrolüne kadar birçok tedavide bu yöntemi kullanıyoruz. Ancak hastanın modern tıbbın bilimsel normları doğrultusunda değerlendirilmesi ve gerekli tetkik ve konsültasyonlarla kesin tanının mutlaka konmuş olması gerekiyor. Sebebi bilinmeyen hiçbir ağrı akupunkturla giderilmez.”
Bel ve boyun ağrılarında uzun süreli iyileşme
Bel ve boyun ağrılarında akupunktur, diğer fiziksel tıp yöntemleriyle doğru şekilde kombine edildiğinde daha uzun süreli iyilik hali elde ediliyor. Bu yöntemin hastaya özel olarak planlanan fizik tedavi programı ile birlikte uygulanabildiğini belirten Dr. Derya Özmen Alptekin, “Tüm kas-iskelet sistemi ağrılarında akupunktur tedavisine, hastaya özel egzersiz reçetesi, bel ve boyun okulu eğitimi ve gerekli durumlarda kinezyolojik bantlama ve ortezleme (altta yatan hastalığa uygun olarak tabanlık, boyunluk, korse gibi malzemelerin reçetelendirilmesi) eklendiğinde, sağlanan ağrı azaltımı ve fonksiyon artımının daha kalıcı olduğunu gözlemlemekteyim” diyor.
Akupunktur ile daha mutlu bir hayat
Akupunktur uygulaması aynı zamanda depresyon semptomlarını azaltıcı, endişe ve gerginliği giderici ve psikolojik durumu düzenleyici rol oynuyor. Kişinin kendini iyi hissetmesi, iştahının ve seks dürtülerinin normal düzeyde olması ve psikomotor dengenin sağlanmasında etkili olan serotoninin seviyelerinde artış saptanmasına neden olan akupunktur yöntemi bu sayede depresyon tedavisinde de başarı sağlıyor. Özellikle, fibromiyalji ve miyofasiyal ağrı sendromları olarak adlandırılan yumuşak doku romatizmalarına sıklıkla eşlik eden depresif duygu durum, halsizlik, yorgunluk ve uyku bozuklukları akupunktur tedavisine olumlu yanıt veriyor.
Akupunkturun, hasta seçimi doğru yapıldığında ve iyi eğitimli uygulayıcıların elinde güvenli bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Dr. Alptekin, “Her hastaya akupunktur yapılmaz. Bu konu ile ilgili bilimsel ortak görüş şudur: akupunktur aşırı iğne fobisi olanlara, pıhtılaşma bozukluğu olanlara, acil cerrahi gerektiren durumlarda, lenfödemli kol ya da bacaklara, tümör ve açık yaralara uygulanmaz. Kalp pili olan hastalara elektroakupunktur yapılmaz. Gebelik, ağır psikiyatrik bozukluklar, sara hastaları ve kalp pili olan hastalar göreceli sakıncalı durumlar arasında yer almaktadır” diyor.
İğnesiz de uygulanabiliyor
Akupunktur noktalarının uyarılması iğne, lazer, ısı, elektrik akımı ve basınç ile sağlanıyor. Günümüzde en yaygın uygulanan akupunktur yöntemi; paslanmaz çelik iğnelerle yapılan iğnelemedir. İğnelenecek yer uygun şekilde dezenfekte ediliyor, sonrasında steril ve tek kullanımlık iğneler kullanılıyor. Uygulama tercihen hasta sırtüstü ya da yüzükoyun yatarken yapılıyor. Uygulamada hekimin tercihi ve hastanın tıbbi durumuna göre kulak kepçesi, baş, kollar, bacaklar ya da gövde üzerindeki diğer noktalar kullanılabiliyor. Akupunktur tedavisinde istenen etkinin elde edilebilmesi için, seans süresinin 20-40 dakika olması gerekiyor. Hastanın yakınmalarının şiddetine ve tedavi edilecek tıbbi durumun özelliğine bağlı olarak toplam seans sayısı ve sıklığının hastaya göre değişiklik gösterdiğini belirten Dr. Derya Özmen Alptekin “Örneğin yeni başlamış şiddetli bir bel ağrısının başlangıcında tedaviyi günaşırı uyguluyoruz. Ağrı şiddeti azaldıkça seansların arası açılıyor. Daha sonra haftalık seanslarla hastayı izliyoruz. Ağrı sendromlarında ortalama seans sayısı 8-12 arasında değişiyor” diyor.