Dünya Glokom Birliği ve Türk Oftalmoloji Derneği tarafından 10 – 16 Mart 2013 Haftası “Glokom Haftası” olarak belirlendi.
Burada amaç ise kalıcı görme kaybına sebep olan glokom hastalığının önemine dikkat çekmek ve belirti vermeden ortaya çıkan görme kaybından korunabilmek için yapılması gerekenleri vurgulamak. Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Can Üstündağ, artan göz içi
basıncın göz siniri hücrelerine zarar vermesiyle oluşan hastalığın, göz siniri hücreleri öldüğü zaman da kalıcı görme kaybına sebep olacağını anlattı.
Erken Tanı Çok Önemli
Prof. Dr. Can Üstündağ, hastalığın başlangıcında hastalığa ait herhangi bir belirti görülmediğini belirterek, “Hastalık ilerledikçe görme sinirini etkiler. Görme siniri çok sayıda lif içeren elektrik kablosu gibidir. Bu lifler farklı alanlardan gelen görüntüleri beyine iletir. Sinir hasar gördükçe görme alanı bozulur. Glokom, birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebilir. Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri döndürmek, iyileştirmek mümkün değildir. Bu nedenle erken tanı çok önemlidir” dedi. Prof. Dr. Can Üstündağ, glokomun tanı koyulduktan sonra tamamen iyileştirilip ortadan kaldırılamayacağını fakat birçok olguda uygun tedavi ile başarılı olarak kontrol altında tutulabileceğini ve görme kaybının ilerlemesinin engellenebileceğini belirtti.
Nasıl Tedavi Edilir
Tipik olarak glokomun öncelikle göziçi basıncını düşüren çeşitli ilaçlarla tedavi edilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Can Üstündağ, “Bu ilaçlar genellikle göz damlası şeklindedir. Gerekirse cerrahi ve lazer girişimleri de uygulanabilir” diye konuştu. Prof. Dr. Can Üstündağ, göz damlalarının ise her gün kullanılmasının zorunlu olduğunu dile getirerek, “Önerilen ilaç tedavisinin tipine bağlı olarak göz damlasını ya da damlalarını günde bir veya birkaç kez damlatabilirsiniz” dedi.