Frost & Sullivan’ın araştırmasına göre Avrupa’da sağlık giderleriyle ilgili olarak masrafların kısılması, ilaç fiyatlandırma ve geri ödeme yöntemlerine yönelik politik reformlara itici güç sağlıyor.
Hükümetler, artan sağlık maliyetlerini kontrol etmek amacıyla arz ve talep açısından farklı önlemleri hayata geçiriyor. Eşdeğer ikamesi, hasta katılımlı ödemeler, hekimlere ait ilaç bütçeleri ve fiyat kontrolleri de dahil olmak üzere bir dizi politika yürütülüyor. Söz konusu mekanizmalar, imalatçıların fiyat tespitine dolaylı yolda etki ediyor.
2010 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başlayan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan, Türkiye’de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye’deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmetleri vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Frost & Sullivan, Türkiye sağlık sektörünü ve geliştirilen sağlık politikalarını yakından ilgilendiren ilaç fiyatlandırmaları ve geri ödeme sistemlerini Avrupa ülkeleri ölçeğinde masaya yatırıyor.
Halihazırda Avrupa’daki fiyat regülasyonu ve dağıtım marjlarına yönelik çok sayıda çerçeve mevcut bulunuyor. Birçok Avrupa ülkesinde geri ödenebilir ilaçlar ve ecza marjları için fiyat düzenlemeleri uygulanıyor. Bir ilacın geri ödenmesine dair kararların başlıca kriterlerinden bazıları düşük maliyet, nispi etki ve karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlar olarak dikkat çekiyor. Dahası, sağlık-teknoloji değerlendirmesi de (HTA) karar almaya yönelik kilit bir kriter olarak önem kazanıyor.
ÖNEMLİ OLAN SÜRDÜRÜLEBİLİR SAĞLIK MODELİ
Frost & Sullivan sağlık sektörü analistlerine göre, eşdeğer ilaç nüfuzunun teşviki güvenli, hastaların büyük çoğunluğunun etkili ve yüksek kaliteli ilaçlara uygun fiyatlar karşılığında erişim sağlamasına olanak veren yaygın bir politika olarak dikkat çekiyor. Buna ek olarak eşdeğer ilaçlar, tıbbi harcamalara doğrudan etkide bulunduğundan Avrupa’da sürdürülebilir sağlık hizmet modellerinin geliştirilmesinde hayati bir rol de oynuyor. Belirli Avrupa ülkelerinde jenerik ilaçların kullanımını düzenleyen ayrı ulusal mevzuatlar uygulanıyor. Jenerik imalatçılarının faaliyet göstereceği, rekabet edeceği ortamlar hükümet düzenlemeleri tarafından belirleniyor.
Frost & Sullivan analistleri, referans fiyatlandırmanın, Avrupa genelinde yaygın olarak uygulanan bir fiyat kontrol mekanizması olduğunu belirtiyorlar. Referans fiyatlandırmanın başlıca avantajı, nispeten kolay uygulanması ve hem yeni, hem de mevcut ilaçları kapsıyor olmasıyla önem kazanıyor. Geri ödenen miktarın sınırlandırılmasına yönelik referans fiyat sistemleri ve harici fiyat referansları (uluslararası fiyat karşılaştırmaları) çeşitli Avrupa ülkelerinde giderek artan bir şekilde uygulanıyor. Ancak her Avrupa ülkesi kendi ilaç fiyatlarını ve geri ödeme sistemini hayata geçiriyor.
Frost & Sullivan uzmanları, örneğin Danimarka ve İsveç’te geri ödeme teminatının ilaç kullanımıyla orantılı olduğu, tüketim bazlı bir geri ödeme sistemi uygulandığını vurguluyorlar. Birçok AB ülkesindeki geri ödeme listeleri, üçüncü şahıs tarafından karşılanmak üzere reçete edilen ilaçları içeriyor. Ancak Almanya, Macaristan, İspanya ve İngiltere gibi bazı ülkelerde, belirli ilaçları geri ödeme kapsamının dışında tutan ‘negatif listeler’ bulunuyor. AB ülkelerinin birçoğunda temel ve hayat kurtarıcı ilaçlar yüzde 100 geri ödemeye tabi tutuluyor.
GERİ ÖDEMEDE EKONOMİK VE SOSYAL DENGE KURULMALI
Frost & Sullivan analistleri, geri ödeme politikasının belirlenmesinde sağlık ve ekonomi ilişkisinin önemli bir rol üstlendiğinin altını çiziyorlar. Pek çok Avrupa ülkesi, düşük gelirli gruplara veya kronik ya da ender hastalıklara maruz kişiler için daha düşük geri ödeme veya katılım payı uyguluyor. Örneğin Fransa ve Hollanda’da yetim ilaçlarıyla yüksek maliyetli ilaçlar için spesifik hastane bütçeleri bulunuyor.
Ancak analistler, referans fiyatlandırmanın, geçerli bir politika olarak ilaç maliyetlerinin azaltılması için tek başına yeterli olmadığını ifade ediyorlar. Yeni ilaçların çeşitli endikasyonlar ve hasta alt gruplarındaki maliyet-fayda değerlendirmesine, sağlık-teknoloji değerlendirmesinin de (HTA) dahil edilmesi gerekiyor. Örneğin Hollanda’da yenilikçi ilaçlar, yeni bir kümeye dahil edilip, yeni küme için referans fiyat tespitine konu olup olmayacaklarının değerlendirilmesi amacıyla sağlık-teknoloji değerlendirmesine tabi tutuluyor. Almanya gibi bazı ülkelerde ise HTA bazlı referans fiyatlandırmaya konu olmayan ilaçlar için maksimum bir geri ödeme sınırı uygulamaya konmuş bulunuyor.
Araştırmayı gerçekleştiren Frost & Sullivan sağlık sektörü analistleri, kamu sağlık masraflarının başarılı bir şekilde kısılması için ülkelerin geri ödeme ve fiyatlandırma politikalarını uzun vadede düzenli olarak uyarlaması gerektiğinin altını çiziyorlar.