Dünya genelinde görülme sıklığı gittikçe artan kanserler arasındaki testis tümöründe kısırlık, hastalığın oluşma riskini artırıyor.
Uzmanlar, kısırlık sorunu yaşayan erkeklerin mutlaka en kısa sürede ürolog tarafından muayene edilmesi ve testis tümörü açısından gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması gerektiğini belirtiyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, testisin üreme fonksiyonları için erkeklerde önemli bir organ olduğunu ve buradaki tümörlerin testis (yumurta) içine yerleşmiş kitleler olarak tanımlandığını söyledi.
Testis tümörünün, tesisin kendi hücrelerinin dışında farklı organlardan testise yayılan kanserler şeklinde olduğunu belirten Biri, hastalığın özellikle genç yaştaki erkeklerde görüldüğünü ifade etti.
Biri, testis kanserinin görülme sıklığının 15-35 yaşlarında olduğunu vurgulayarak, batı ülkelerinde yılda 100 bin erkekte 3-10 oranında yeni kanser vakası ile karşılaşıldığını anlatan Biri, “Nadir görülen kanser türü olmasına rağmen son 30 yılda görülme sıklığı artmaktadır” dedi.
AİLE ÖYKÜSÜ RİSK FAKTÖRÜ
Hastalığın oluşumu ile ilgili henüz kesinleşmiş bilgi bulunmadığını belirtti.
Yapılan son çalışmalarda, “hastalığın oluşumunda bazı genetik değişimler ve kromozomal sorunların etkili olabildiğinin ortaya konduğuna” dikkati çeken Biri, “Diğer risk faktörleri ise inmemiş testis, aile öyküsü, diğer testiste tümör bulunması ve uzun süren kısırlık şeklindedir” diye konuştu.
Biri, testis tümöründe kısırlığın önemli bir risk faktörü olduğu uyarısında bulunarak, “Testis tümöründe erkeklerde kısırlık, testis kanserinin ilk bulgusu olabiliyor” dedi. Bu açıdan yapılacak muayene ve tetkiklerin önem taşıdığını belirten Biri, “Bu nedenle belirgin düzeyde erkek kısırlığı tespit edildiğinde mutlaka ürolog muayenesi gereklidir” uyarısında bulundu.
AĞRISIZ SERT KİTLEYE DİKKAT
“Bu tümörler genelde genç yaşta görülen tümörlerdir” uyarısında bulunan Biri, hastalığın genellikle ağrısız ele gelen sert kitleye neden olduğunu ifade etti.
Biri, hastaların genellikle tümörü fark ettiğini ancak etmediğinde durumun ciddi boyutlara ulaşabildiğine işaret etti. Nadiren karında kitle şeklinde tümörün yayılımına bağlı bulgular görüldüğünü anlatan Biri, “Testisteki kitlelerin vakit geçirmeden ayrımı yapılmalıdır. Testiste ağrısız sert kitle tümördür” dedi.
Tanı için fizik muayenenin önemli olduğuna değinen Biri, şunları kaydetti:
“Fizik muayenede, testisdeki bir kitlenin yüzde 90-95 oranında tümör olduğu anlaşılabilir. Doppler ultrasonografi kitlenin tümör olup olmadığını hemen hemen yüzde 100 oranında belirler. Çok nadir kitle fizik muayene ve ultrasonografide kesin olarak teşhis edilemez. Bu durumda magnetik rezonans inceleme tanıda kullanılır. Bütün bu tanı yöntemlerine rağmen kesin tanı tümörün patolojik incelemesi ile konur.
Testis tümörleri hormonal olarak aktiftir. Dolaysıyla kanda normal şartlarda bulunmayan maddeler bulunabilir. Bunlardan biri beta-hcg denilen hormondur. Ayrıca alfa-feto-protein ve LDH da bu amaçla kullanılabilir. Bu maddeler tümörün tipini ve hastalığın seyrini belirlemede, tedaviye alınan cevabı değerlendirmede son derece önemli belirteçlerdir. Bu maddelerin yüksek olması prognozun iyi olmayacağını gösterir.”
TEDAVİDE İLK AŞAMA CERRAHİ
Biri, testis tümörlerinin tedavisinde son yıllarda kullanılan farklı kemoterapi ile uzak organ yayılımı gösteren hastalıkta başarının arttığını belirtti.
Tedavinin ilk aşamasının ameliyat olduğunu anlatan Biri’nin verdiği bilgiye göre, testiste kitle olduğu tespit edildiğinde kitlenin olduğu testisin alınması gerekiyor. Ameliyatta, kasık bölgesinden girilerek testis bağlı olduğu damar ve kanallar ile beraber alınıyor. Ameliyat ile alınan testis dokusu patolojiye gönderilerek tipi belirleniyor. Ardından hastalık evrelendiriliyor. Evrelendirme için tüm vücut taraması yapılıyor. Tarama için tomografi kullanılıyor. Akciğer ve karında tümörün yayılabileceği alanlar belirleniyor. Testis tümörü en sık karın arka bölgesindeki lenflere ve akciğere yayılıyor.
Tedavi tümörün tipine ve evresine göre yapılıyor. Evreleme sonrası tedavi seçenekleri kemoterapi, radyoterapi ve karın arkasındaki lenflerin çıkarılması şeklinde oluyor. Kemoterapi 3 veya 4 kür uygulanıyor.
Testis tümörü tedavisi standart bir tedavi uygulanmıyor. Tamamen hastalığın evresine, tümörün patolojik tipine ve uzak metastasın varlığına göre değişiyor.