Şeker hastalığı, sigara, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, hipertansiyon ve genetik geçiş gibi nedenlerden dolayı kalp damarlarımızda daralmalar veya tıkanıklıklar görülebilir. Başlangıç evresinde “stent” yöntemi (kalp damarlarındaki tıkanıklık ve daralmanın özel bir aparat yardımı ile giderilmesi) ile tedavi amaçlansa da, bazı vakalarda hayati riskleri azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla “Koroner bypass ameliyatı” gündeme gelir.
Koroner bypass, hastaya yeni ve sağlıklı bir yaşam sunmaktadır; ancak bu ikinci şans, “Nasılsa damarlarım yenilendi” denerek doğru kullanılmadığında kalp damar hastalıkları yeniden kapınızı çalabilir. Memorial Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Azmi Özler, bypass cerrahisi hakkında bilgi verdi.
Yeni damarlar ile kalbe kan akışı sağlanır
Kalbimizi besleyen damarlara “koroner damar” adı verilir. Bu damarlar çeşitli etkenler sonucunda daralmaya başlayabilir. Bu daralma ile kalbe olan kan akışı azalabilir veya kesilebilir. Damarlardaki daralmalar; göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kalp krizine neden olabilir. Çünkü kalp yeterince beslenememekte ve görevini yapamamaktadır. Yapılan koroner anjiyografi sonucu saptanan darlıklar; eğer ilaç ve stent tedavileri ile çözümlenemiyorsa “bypass cerrahisi”ne başvurulur. Bypass cerrahisi; daralmış veya tıkanmış olan damarın yerine; göğüsten, bacaktan ya da koldan alınan damarlar ile kanı kalbe götürmeyi amaçlayan bir uygulamadır. Bu esnada kullanılan ilk damar, en değerli damarımız; yani “mammaria arter” denilen “göğüs arteri”dir. Geriye kalan damarlar ise; koldan ve bacaktan alınan damarlardır.
Bypass korkularınızı doktorunuzla paylaşın
Koroner kalp ameliyatı da diğer operasyonlara benzer bir süreç gerektirir. Bunun için hastanın ameliyatla ilgili soruları ya da korkuları varsa mutlaka doktoru ile paylaşmalıdır. Çeşitli soru işaretleri, korku ve endişelerle ameliyata gitmek doğru değildir. Hastanın ameliyata psikolojik yönden hazır olarak girmesi sağlığı açısından önemlidir.
Atan kalpte bypass
Bypass ameliyatları genellikle kalbin, kalp-akciğer makinesine bağlanması ile gerçekleştirilmektedir. Bazı şartlarda, çalışan kalpte de uygulanabilir. Bu, hastanın durumuna bağlı olarak belirlenmektedir. Damarların sayısına ve görünürlüğüne göre, ameliyat esnasında hastanın kalbi zarar görmeyecek şekilde, bypassın atan kalpte yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Riskli vakalarda da; yani ileri derece akciğer hastalığı ya da vücudun en büyük ana damarı olan “aorta”sı kireçlenmiş olan kişilerde yine atan kalpte ameliyat yapılması tercih edilir.
Hastaların iyileşme süreçleri parmak izleri gibi farklıdır
Bypass ameliyatı genellikle 3- 4 saat sürmektedir; ancak her insanın parmak izleri nasıl farklıysa her hastanın kalp damarları da o şekilde farklı özellikler gösterir. Kişinin damar yapısı, takılan damarlar, tansiyon- şeker ve böbrek hastalığı olup olmaması gibi nedenlerle, ameliyat sonrası iyileşme ve toparlanma süreleri farklı olmaktadır. Bunun için hastaların kendilerini daha önce ameliyat olmuş kişilerle kıyaslaması doğru değildir.
Ancak genel olarak; yatış, ameliyat ve ameliyat sonu ile 7 -10 günlük bir süreç içerisinde taburcu olunabilmektedir.
“Ben artık yarım bir insan mıyım?” diye düşünmeyin!
Bypass ameliyatı sonrası hastalar, genellikle bazı olumsuz düşüncelere kapılabilirler. Yaşadıkları ameliyatın psikolojisi ile kendilerinin artık yarım bir insan olarak, iş göremeyecek durumda olduklarını düşünebilirler. Bu endişeler de onları ruhsal bir çöküntü içine sokabilir. Oysaki böyle bir durum söz konusu bile değildir. Aksine kişiler ameliyat öncesi risk altında yaşamaktayken, bypass sonrasında daha güvenli ve daha konforlu bir hayata merhaba demektedirler.
Kalbinizi korumak için…
Ameliyat sonrası belirleyeceğiniz yaşam tarzınız ile kalp sağlığınızı korumak elinizdedir. Değiştirilen ve kalan damarları korumak amacıyla hayatınızı bir düzene oturtmalısınız. Tüm bunlara dikkat etmeniz kalp sağlığınız açısından olumlu olacaktır.
- Öncelikle dikkat etmeniz gereken ideal kilonuzu korumak olacaktır.
- Hareketli olun. Günde mutlaka yarım saat yürüyün.
- Şeker, tuz ve kolesterolden fakir gıdalar ile beslenin.
- Kırmızı et yerine, beyaz eti tercih edebilirsiniz.
- Hayvansal yağlardan uzak durmak bu dönem için önemlidir.
- Sigarayı asla önermiyoruz.