TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Naslı: “Ankara sağlıkta, dünya çapında dev bir ‘silikon vadisi’ ve Türkiye’de sağlık turizminin başkenti olma kapasitesine sahiptir.”
Türker Naslı yaptığı açıklamada, 80’i aşkın hastanesi ve köklü bir geçmişe sahip tıp fakülteleri ile Ankara’nın, sağlık sektöründe güçlü bir alt yapıya, önemli bir birikime sahip olduğunu belirtti. Ankara’da 36 devlet, 11 üniversite hastanesi ve 35 özel olmak üzere toplam 82 hastanenin hizmet sunduğunu belirten Naslı, bunlardan 7’sinin, ABD merkezli Joint Commission International (JCI) tarafından akredite edildiğine işaret etti. Naslı, “Bir hastanenin uluslararası standartlarda hizmet verdiğini gösteren JCI akreditasyonu, sağlık turizmi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’deki toplam JCI akreditasyonuna sahip hastanelerden yüzde 14’ü, tüm dünyada ise yüzde 1.4’ü Anklara’da yer alıyor. Bu oranlar oldukça yüksektir ve önemli bir kapasiteyi işaret etmektedir.” dedi.
100 milyar dolarlık bir pazar
Naslı, dünya genelinde yıllık sağlık harcamalarının ortalama 5,5 trilyon doları geçtiğini, sağlıkla ilgili ekonomik ve turistlik hareketlerin dünyada 100 milyar doların üzerinde bir pazar ortaya çıkardığını belirtti. Hindistan, Kosta Rika, Macaristan, Litvanya, İsrail, Ürdün, Tayland, Malezya, Güney Afrika, Küba ve Malta gibi ülkelerin sağlık turizmi pastasından büyük aldığına işaret eden Naslı, Türkiye’nin bu alandaki güçlü kapasitesinin harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin pastadan aldığı payın son yıllarda artmakla birlikte yeterli olmadığını belirten Naslı, şöyle dedi: “2014’te Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya gelen yaklaşık 480 bin kişi, 2,5 milyar dolar döviz getirmiştir. Türkiye’nin dünya sağlık turizmi pazarındaki payı henüz yüzde 2’lerdedir. Avrupa’da 60 yaş üstü nüfusun 2050 yılında 200 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. AB, sadece yaşlı bakımı ve sürdürülebilir bir yaşam için, yılda kişi başına 2 bin Euro harcamaktadır. Bu da yılda 400 milyar Euro demektir. Türkiye ‘2023’te, yılda 2 milyon yabancı hasta tedavi etme ve 20 milyar dolarlık döviz girdisi’ hedeflemektedir. Türkiye’de tedavi, Avrupa ülkelerine göre çok daha ucuzdur. Bazı branşlarda bu marj yüzde 60’lara varmaktadır. Türkiye’nin sadece AB pazarındaki payını yüzde 10’a çıkarması, yılda 40 milyar Euro gelir demektir. 2050’de dünyanın en mükemmel sağlık sistemleri içinde ilk 10’a girmeyi hedefleyen ülkemizde Ankara, mutlaka ön sırada yerini almalıdır. Hızla büyüyen sağlık kapasitesi ile Ankara, 2023 hedefine en büyük katkıyı yapacak potansiyele sahiptir.”
Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilir
Naslı, Sağlık serbest bölgelerinin, ülkeyi sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getireceğini, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlanacağını belirtti. İstanbul, Antalya ve Bursa “Sağlık turizminin geliştirileceği üç il” olarak seçilirken, hem medikal sağlık turizmi hem de termal sağlık turizmi alanındaki potansiyeli dolayısıyla Ankara’nın varlığının göz ardı edilemeyeceğini ifade etti. Başkent’in Türkiye’de sağlık turizminin de başkenti ve dünya çapında dev bir sağlık merkezi haline gelebileceğini vurgulayan Naslı, “Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilir” dedi.
Naslı, bunun yolunun ise Sağlık Serbest Bölgesi’ne sahip olmaktan geçtiğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi: “663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 49’uncu maddesi gereğince ülkemizde sağlık serbest bölgeleri kurulmasının önü açılmıştır. Bu bağlamda Ankara sağlık serbest bölgesi kurulacak illerin başında düşünülmelidir. Ankara’nın hem tıp hem de termal sağlık turizmi alanında sahip olduğu kapasite ve büyüme potansiyeli göz ardı edilemez. Sağlık turizmi konusunda Ankara ihmal edilmemelidir. Sağlık serbest bölgeleri, illeri bu alanda öne çıkaracaktır. Başkentin tüm kamu ve özel sektör kuruluşları ile STK’larının Kente yönelik çalışmalarında ‘Ankara Sağlık Serbest Bölgesi’nin hayata geçirilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Kurulacak sağlık serbest bölgesi, hem Ankara’yı sağlık turizmi ve paydaşları ile birlikte büyütecek, kalkındıracak; hem de Türkiye’yi sağlık turizminde 2023 hedefine yaklaştıracaktır.”