TÜBİTAK desteğiyle böbrek taşlarını uzaktan kırabilen robot geliştirildi. “İbn-i Sina (Avicenna)” adı verilen robot, ABD Üroloji Kongresi’nde Amerikalı doktorların beğenisini topladı.
Böbrek taşı tedavisinde lazer teknolojisinin kullanıma girmesi böbrek ve idrar kanallarındaki taşlara anında müdahale yapılmasına imkan tanıyor. Bu yönteme OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi üyesi ELMED, dünya çapında ses getiren farklı bir çözüm ekledi. Firma tarafından geliştirilen robot tekniği, oldukça zahmetli bir süreci olan Fleksibil Üreterorenoskopi’yi hem doktor hem de hasta için avantaja dönüştürdü. Üroloji alanında dünyanın en ünlü akademisyenlerinin örnek gösterdiği, kesmeden veya delmeden tedavi imkanı sağlayan Türk robotu, İbn-i Sina’nın Latince karşılığı olan Avicenna ismiyle tıp dünyasında boy gösteriyor. ELMED Genel Müdürü Ahmet Sinan Kabakcı, “Türkiye’deki tüm firmaların kendilerine güvenmeleri gerektiğine inanıyorum. Her şeyi yapabileceklerine yabancılardan geri kalmayacaklarını ve daha iyi bir şeyler üretebileceklerine inanmaları gerekiyor.” dedi.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 1989 yılında mezun oldum. ODTÜ ve Gazi Üniversitesi’nde Elektronik alanında iki ayrı yüksek lisans programını tamamladım. Hacettepe Üniversitesi’nde Biyomühendislik üzerine doktora yapıyorum. İş yaşamıma OSTİM’deki bir firmada elektronik kantar, bant kantarı ve mikser kantarları imalatıyla başladım. Yüksek lisans öğrenciliğim sırasında, tüm Şeker Fabrikaları’nın kontrollerini yapan Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası’nda görev yaptıktan sonra medikal sektörüne geçtim. 1991 yılında ağabeyimle şirketimizi kurduk ve o yıl ilk prototipimizi yaptık. Türkiye’de ilk böbrek taşı kırma makinesini ELMED olarak biz ürettik. Bu işe girerken mutlaka uzmanlarla çalışılması gerektiğini düşündüğümüz için bünyemize iki değerli üroloji profesörünü kattık. Tıbbi cihazda her zaman teknolojik olan ürünleri yapmayı tercih ettik. Pnömatik taş kırma cihazı, pnömatik kombine taş kırma cihazı gibi bir çok ürünü, tamamen Ar-Ge’si bize ait olmak üzere imal ettik. Burada toplam 7 ortağız.
DOKTORA VE HASTAYA KOLAYLIK
Geliştirdiğiniz robotla ilgili bilgiler alabilir miyiz?
Firma olarak yüksek teknolojili, kaliteli, belli konuda uzmanlaşmış işler yapmayı hedefliyoruz. Fleksibl üreterorenoskopiyle böbrek taşı kırma yöntemine robot geliştirdik; dünyada tektir ve ilktir. Bu operasyon elle yapıldığı zaman son derece zor şartlarda ve hareket kısıtlaması olarak çalışılıyor. Lazer ışığıyla taşı kırıyorsunuz. Robotumuz söz konusu operasyonun çok hassas bir şekilde yapılabilmesini ve rahatlıkla oturarak çok konforlu bir konumda gerçekleşmesini sağlıyor. Diğer yandan bu aletler kırılgan yapıda. Özellikle çıkış noktalarında kırılma yaşanabiliyor ve operasyon yarım kalabiliyor. Robot, endoskobun ömrünü uzatıyor. Böylece 2, 3 ve 4 cm taşları kırma imkanı oluştu. Normalde 30 hastada kullanabilirken bunu yaklaşık 3 katına çıkararak ortalama 90-100 hasta kullanım sağladık.
Sistem şöyle işliyor: Mevcut cihazı bir dakikadan az bir sürede robota bağlıyoruz. Kumanda masasına oturup, X ışınından uzakta durulduğu için doktorun kurşun önlük giymesi gerekmiyor. Uzaktan bunu robotla kontrol ediyor. İlk giriş yapılıyor, ondan sonrasının tamamını robot götürebiliyor. Alette yaklaşık 500 derece dönüş imkanı sağlanıyor. Normali 360 derece ama durduğu yerden komple diğer tarafa tekrar dönüş yapabiliyor. Bizim robotumuz aynı zamanda hastanın ve doktorun güvenliğini sağlıyor. Bu operasyonu yapabilen doktor sayısı oldukça az. Uzun zamanda öğrenilmesi gerekiyor. Halbuki bu sistemle klinik çalışma yapıyoruz. Çok kısa zamanda öğrenilebileceğini, doktorların kısa bir eğitimden sonra bunu kullanabileceğini göreceğiz. Projemizin ileriki aşamasında robota taşı gösterdikten sonra, kendisinin kırmasını sağlayacağız. Ancak tıbbi cihazlarda güvenlik son derece önemli; yani hastanın içerisinde ilerken her an doktorun kontrolü altında olması gerekir. Tamamen cihaza bırakmak mümkün değil. Seri üretime hazırız. Bunun en önemli aşaması olan Amerikan Patent Ofisi ile Avrupa Patent Ofisi’nde işlemlerimizi başlattık.
Başka bir ülkede benzer tekniği üreten var mı?
Sadece dünyada ELMED var. Burada çok önemli bir şey anlatayım. Dünyaca ünlü, kitapları üroloji derslerinde okutulan Prof. Dr. Arthur Smith ürünümüzü takip ediyor. Bir kongrenin açılışında robotu tanıtan 3.5 dakikalık videomuzu gösterdi; “Türkiye’den bir firma böyle bir robot geliştiriyor.” diye anlattı. Ne benim ne de firmamım ismini söyledi. Ama “Türkiye’den bir firma” dedi. Bu bizim için yeterliydi. Ayrıca Avrupa’nın genel üroloji ve fleksibl endoskopi üzerine en popüler 2 profesörü de Türkiye’ye gelerek robotumuzu kullandılar. Yakın bir zamanda Stockholm’de düzenlenen Avrupa Üroloji Kongresi’nde bize canlı yayında ameliyat imkanı tanıdılar. Robotumuzu, 2 bin 500 bilim insanı izledi. Böyle bir uluslararası kongrede canlı ameliyatta yüksek teknolojili bir Türk cihazının kullanılması kolay bir iş değil. Şu anda 5 robotumuz üretimde, 3 tanesi son versiyona ulaştı. Yüksek teknolojili bir alet, son derece hassas hareketler yapması lazım. Düşünün elimizde yaptığımız çok hassas hareketlerin daha hassasını yapmanız lazım ki büyük avantaj sağlayasınız.
“FİRMALARIMIZ KENDİNE GÜVENMELİ”
Yeni projeleriniz var mı?
TÜBİTAK 1511 programı içerisinde ilerleyen 3 yıllık bir proje bu. Projemizin şu anda son iş paketine girdik. Bu iş paketinde biz fleksibıl endoskobun da geliştirilmesi üzerine çalışıyoruz. Buna daha fazla yetenek kazandırmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda otonom hareket edebilecek, yani doktorun hareketiyle otonom hareketi yapabilecek konumlar üzerinde çalışıyoruz. Bu ürünün dünya çapında pazarlanmasıyla ilgili çalışacağız. Önümüzdeki yıl ağırlıklı olarak yurtdışında birçok kurulum yapacağız. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın politikaları doğrultusunda bunun yaygınlaşmasını istiyoruz. Amerikalı bir profesör, “Bu robot bizim taş tedavisiyle ilgili yayınlamış olduğumuz tavsiye nitelikli kılavuzların tamamını değiştirir. Vücut dışından delerek daha hasarlı yapılan bir operasyon var. O operasyonu da ortadan kaldırabilecek bir buluştur.” değerlendirmesini yapmıştı. Türkiye için gururluyuz. Türkiye’deki tüm firmaların kendilerine güvenmeleri gerektiğine inanıyorum. Her şeyi yapabileceklerine yabancılardan geri kalmayacaklarını ve daha iyi bir şeyler üretebileceklerine inanmaları gerekiyor. Bunu yaparken de mutlaka bilimsel çalışma şeyi gerektiriyor. Bir şeyleri kopyalamak değil. Yapılmışlara bakarak onların eksiklerini belirleyip iyileştirme yönünde gayret sarf edilirse çok iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Türkiye’de 500 milyar dolar ihracat hedefi konuldu. Herkes şunun bilincinde; bu hedeflere ulaşabilmek için mutlaka teknolojik, katma değeri yüksek ürünler yapılması gerekiyor.
İBN-İ SINA İSMİ VERİLDİ
Robotumuza İbn-i Sina’nın Latince karşılığı olan Avicanne ismini verdik. Batı aleminde tıbbın atası olarak İbn-i Sina, Hipokrat ve Galenus bilinir. Yabancılar yaptıkları ürünleri Macellan, Da Vinci, Kopernik gibi kendi tarihlerindeki önemli bilim insanların isimleriyle özdeşleştiriyorlar. Robotun Türkiye’den çıktığını gösterebilmek, bunu da herkese tekrar hatırlatmak için Avicenna olarak adlandırdık. İsveç’te yapılan kongrede bir çok Arap ürolog; “İsmini Avicenna koyarak ne kadar güzel bir şey yapmışsınız, gurur duyduk.” şeklinde tebriklerini ilettiler.
ÖDÜL ALDI
Yurtiçi ve yurtdışında ilgi gören proje TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD işbirliğiyle düzenlenen 11. Teknoloji Ödülleri’nde Küçük Ölçekli Firma Ürün Kategorisi Ödülü’nü aldı.