Novartis’in, biyoteknoloji alanında yetenek ve birikimini artırmayı hedefleyen başarılı yüksek lisans ve doktora öğrencileri için düzenlediği Bio- Camp Uluslararası Biyoteknoloji Liderlik Kampı bu yıl da İsviçre’nin Basel kentinde bulunan en son teknolojiye sahip Novartis global genel merkezinde düzenlendi.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu 24 ülkenin önde gelen üniversitelerinden seçilen 70 öğrenci ile biyoteknoloji ve iş uzmanlarını bir araya getiren üç günlük seminer boyunca öğrenciler, Novartis yetkilileri ile fikir alışverişi yapma fırsatı buldu. Sağlık endüstrisinde yenilik üretme çabalarına ve inovasyona odaklanılan seminerlerde öğrencilere biyoteknoloji ve yaşam bilimleri sektörlerindeki yenilikler ve zorluklar konusunda bilgi aktarıldı. Bir biyoteknoloji firmasının nasıl kurulacağı ve işletileceğine ilişkin deneyim elde eden öğrenciler ayrıca firmanın ilaç geliştirme yaklaşımına yön veren bilim adamları ve yöneticilerle görüşerek hastaların karşılanmayan tıbbi ihtiyaçlarına yanıt veren yeni ilaçlar hakkında detaylı bilgi edinerek bilim ve yenilik üretme sürecini keşfetme imkanı buldu. Kamp kapsamında öğrenciler Novartis CEO’su Joseph Jimenez, Novartis Biyomedikal Araştırmalar Enstitüsü (NIBR) Dönüşümsel Tıp Direktörü Ronenn Roubenoff, Alcon Ar-Ge Departmanı’ndan Franck Leveiller ile Nörolojik Görüntüleme Araştırma Laboratuvarı Direktör Yardımcısı ve Lozan Üniversitesi İnsan Beyni Projesi Tıbbi Bilişim Platformu Eş Başkanı Dr. Ferath Kherif ile bir araya gelme fırsatı buldular.
Türk öğrenciler de BioCamp’te
Bu yıl BioCamp’e Türkiye’yi temsilen, Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Teknoloji Bölümü araştırma görevlisi Seçil Toktaş ile yine Hacettepe Üniversitesi Farmasötik Teknoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi ve araştırma görevlisi olan Selin Seda Doğan katıldı. Kampın kişisel gelişimine katkı sağladığına vurgu yapan Selin Seda Doğan, düşüncelerini şöyle ifade etti; “Bilim ve sanayinin birlikte inşa ettiği ortak kültürü dünya devi bir firmanın misafirperverliği sayesinde yerinde görme imkanını elde eden şanslı kişilerden biri olduğum için çok mutluyum. Dünyanın en iyi üniversitelerinden gelen genç beyinleri bir araya toplayan bu etkinlik sayesinde, farklı disiplinler ve farklı kültürlerin bir araya gelmesinin yarattığı güce baştan sona hep birlikte tanık olduk. Bu 3 günlük tecrübenin; takım ruhunu bilgi, görgü, yaşam enerjisi olarak her alanda paylaşan tüm arkadaşlarımınprofesyonel hayatlarında ve kişisel gelişimlerinde fark yarattığına eminim. Birbirinden farklı kültürlerden gelen, farklı alanlarda eğitim almış bu çoksesli topluluk, farklı düşüncelerin güçlerini birleştirerek atabileceği sağlam temelleri hepimize gösterdi. Ben de tüm genç bilim insanı arkadaşlarımı, bilgiyi paylaşmanın zevkini hep birlikte yaşayacakları bu organizasyonda ülkemizi bilimsel ve kültürel alanda temsil etmeye çağırıyorum.”