“Umutsuz hasta yok diyebiliyoruz. Kanser tedavisinde çok önemli bir yere sahip olan cerrahinin etkinliğinin artmasının yanı sıra; medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, girişimsel radyoloji ve nükleer tıp alanlarında uygulanan başarılı tedaviler de doktorları kanser karşısında çok güçlendirdi”
Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, kanser hastalıklarına ilişkin, “Umutsuz hasta yok diyebiliyoruz. Kanser tedavisinde çok önemli bir yere sahip olan cerrahinin etkinliğinin artmasının yanı sıra; medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, girişimsel radyoloji ve nükleer tıp alanlarında uygulanan başarılı tedaviler de doktorları kanser karşısında çok güçlendirdi” dedi. Geliştirdiği etkili tedavi silahları ile artık kansere meydan okuyan tıp dünyası, kanserle sonuna kadar uğraşıyor. Hastalık hangi evrede olursa olsun, herkes için bir umut var ve bu umut, hastalara yeni ve kaliteli bir yaşamın kapılarını açıyor. Kanser türleri arasında en korkutucu ve hastalara neredeyse yaşam şansı bırakmayan, adı bile hastaları ürperten pankreas kanserinin tedavi edilemez özelliği de şehir efsanesinden öteye geçmiyor. Çünkü ameliyat şansı bulunmadığı düşünülen bazı pankreas kanseri hastaları hastalıktan bile tamamen kurtulabiliyor. Kanser cerrahisinin tedavinin temelini oluşturan çok önemli bir aşama olduğunun altını çizen Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, “Her hasta için yapılabilecek bir şey var. Kanser birden fazla organa sıçradığında hastaların ameliyat şansının bittiği düşüncesine sahip değiliz. Bu vazgeçmiyoruz. Kanserle artık daha fazla inatlaşıyoruz ve o direndikçe biz de elimizdeki en etkin tedavi yöntemlerini kullanıyoruz. Aslında ondan bir adım öndeyiz” dedi.
“Umutsuz Hasta Kavramı Ortadan Kalktı”
Kanser tedavisinin ekiplerin organize ettiği son derece etkin yöntemlerin bir araya getirilmesi ile planlandığını ifade eden Prof. Dr. Gürkan, “Umutsuz hasta yok diyebiliyoruz. Kanser tedavisinde çok önemli bir yere sahip olan cerrahinin etkinliğinin artmasının yanı sıra; medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, girişimsel radyoloji ve nükleer tıp alanlarında uygulanan başarılı tedaviler de doktorları kanser karşısında çok güçlendirdi. Aynı zamanda teknolojik gelişmelerin de tedavide yeri çok önemli bir hale gelmeye başladı. Robotların artık kanser cerrahisinin içerisine girmesi, laparoskopik yöntemlerin kanser ameliyatlarında da kullanılıyor olması bu konudaki gelişmenin önemli bir işareti. Bu noktada kanser tedavisinin bir ekip işi olduğunu da mutlaka vurgulamak istiyorum. Bu sistemde her bölüm hasta için çok önemli ve tüm bölümlerin bir arada olması, tedavinin etkinliği için en önemlisi” diye konuştu.
“Kanser Cerrahisinde Kozmetik De Önem Kazandı“
Geçmişte kanser ameliyatları sonrası hastanın kemoterapi ya da radyoterapi süreci geçen uzun bekleme sürelerinin, tedavi başarısını olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Gürkan, kanser cerrahisinde değişen cerrahi anlayışı hakkında şu bilgileri verdi: “Geçmişte açık ameliyatlar nedeniyle hastaların iyileşme süreleri uzuyor ve uygulanması gereken yardımcı tedaviler için belirli bir zaman gerekiyordu. Hastanın kendini toparlayarak yeni bir tedaviye kendini hazırlaması sıkıntılı bir süreçti. Günümüzdeki kanser ameliyatları artık farklı bir anlayışla yapılıyor. Öncelikle biyopsi yöntemlerinin değişmesi ve hastanın biyopsi için ameliyat masasına yatmasına gerek kalmaması ile başlayan bu durum, kapalı cerrahiler hatta robot cerrahisinin kanser hastaları için kullanılır hale gelmesi ile gelinen noktayı göstermektedir. Hastalar artık ameliyat kesisi olmadan cerrahi sonrası kısa bir süre sonra ek tedaviler almaya başlayabilmektedir. Tedavi başarısını artıran bu yöntemler, hastalar için kozmetik açıdan da ayrıcalıktır.”
Ameliyatlarda “Açılıp Kapatılma”Dönemi Bitti
Çoklu organ tümörlerinde bile hastalık hangi aşamada olursa olsun hastaların ameliyat şanslarının bulunduğunu ve ameliyatın bu hastalar üzerinde yardımcı tedavilerinden görecekleri yararı maksimum derecede artırdığını dile getiren Prof. Dr. Gürkan, “Bundan 10 yıl önce bazı hastalara ameliyat, düşünülmeyen ve hemen elenen önemli bir seçenekti. Bunlar, kanserin birden çok organa yayıldığı hasta gruplarıydı. Yani birden fazla tümör görüldüğünde hasta klasik tabir ile açılıp kapatılıyordu. Artık bu terim kesinlikte kanser tedavileri içinde yer almıyor. Artık hastaların opere olup olamayacaklarına, büyük ölçüde operasyon öncesi karar verilebiliyor. Özellikle görüntüleme yöntemlerindeki gelişme, bu noktada doğru tanıyı %100’lere yaklaştırmaktadır. Öte yandan çok yaygın olduğu düşünülen tümörlerin bazıları artık operasyon adayı. Bunun en çarpıcı örneği kalın bağırsak tümörlerinde görülüyor. Eskiden kalın bağırsak tümörleri karaciğere atladığı zaman, olayın çok yaygın ve hatta ameliyat edilemez durumda olduğu düşünülürdü. Ancak günümüzde bu tümörlerin kemoterapi ile küçültülmesi ya da kalın bağırsak, karaciğer ve çevredeki organlara sirayet etmiş tümörlerin aynı anda çıkarılması gibi organize ve güçlü tedavi yöntemlerine sahibiz. Dolayısıyla tümörün bir, iki ya da üç organa sıçraması bizim açımızdan ameliyata engel oluşturmuyor. Bu hastalardaki yaşam beklentimiz de geçmiş yıllara göre epey artırmaktadır.”
“Pankreas Kanserinin Tedavisi Mümkün“
Hastalar için en korkutucu ve belki de en ölümcül kanser türlerinden biri olan, belirtileri ortaya çıktığında çoğu zaman hasta için ümit kalmadığı düşünülen pankreas kanseri de yeni tedavi yöntemlerine yenildi. Müjdeyi Prof. Dr. Gürkan verdi: “En ümitsiz kanser türlerinden bir tanesi olarak nitelendirilen pankreas kanserine bugün artık ilaç tedavisi ile ulaşabiliyoruz. Tümörün çevredeki damarlara sıçramasının da bizim için artık bir önemi yok. Bu damarları çıkararak, yerine koyduğumuz yapay damarlar ile bu hastalara tedavi olanağı sunabiliyoruz. Pankreas kanseri ümitsiz bir kanser türü değil artık. Yeter ki kişi doğru merkez ve doğru kişilerce tedavi edilsin.”
“Tümörler Doğal Açıklıktan Çıkarılabiliyor”
NOTES yani doğal açıklık cerrahisi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Alihan Gürkan, bu tedavi şeklinin özellikle kadın hastaların vücudunda herhangi bir ameliyat izi oluşturmadan, tümörün vajenden çıkarıldığını söyledi. Prof. Dr. Gürkan, “Dünyada yapılan bu uygulama hastalar için önemli ayrıcalıklar sunuyor. Her şey, ameliyat sonrası dönemde hastanın çabuk iyileşmesi adına yapılıyor. Çabuk iyileşme, hasta için sadece kozmetik anlamda değil, diğer yandaş tedavileri de alabilecek düzeye gelmesi için önemli. Bu bakımdan, hastaya verilecek en az zarar, ne şekildeyse ise o cerrahiyi yapıyoruz. Doğal açıklıklardan tümör cerrahisi de bugün gelişmiş tıbbın gündeminde ve çok yarar sağlayacak, ilerde çok yer bulacak bir cerrahi şeklidir” ifadelerini kullandı.