Türk Nöroloji Derneği bünyesinde yer alan Nöropatik Ağrı Çalışma Grubu tarafından 7-9 Mart 2014 tarihleri arasında Antalya’da 11. Nöropatik Ağrı Sempozyumu düzenlendi.
Nöropatik ağrı ve fibromiyalji alanında dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen uzmanlarını bir araya getiren sempozyumda, tanı ve tedaviyle ilişkili pek çok konu tartışıldı. Nöropatik ağrının en çok diyabetli veya kronik bel ağrısı olan hastalarda ortaya çıktığına, fibromiyaljinin ise daha çok orta yaş ve üzerindeki kadınlarda görüldüğüne dikkat çekildi.
Türkiye’den üç yüzün üzerinde nöroloji, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, endokrinoloji/dahiliye, algoloji/anestezi, beyin cerrahisi, romatoloji ve ortopedi uzmanının yanı sıra yurtdışından yabancı konuşmacıların da katıldığı sempozyumun başkanlığını yapan Türk Nöroloji Derneği başkanı Prof. Dr. Ersin Tan açılış konuşmasında ”Yanma, batma, donma, elektrik çarpar gibi ve karıncalanma” şeklinde şikayetlerle kendini gösteren nöropatik ağrının yaşam kalitesini çok etkileyen bir hastalık olduğunu ve tedavide basit ağrı kesicilerin fayda etmediğini belirtti. Sempozyumda nöropatik ağrı ve fibromiyalji konularında oturumlar düzenlendi.
Fibromiyalji Kadınlarda Erkeklere Göre 7 Kat Fazla Görülüyor
Nöropatik Ağrı Sempozyumunun ikinci günü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, kadınlarda çok daha sık görülen fibromiyalji hastalığına vurgu yapıldı. Toplumda görülme sıklığı %3-6 oranında olan ve kadınlarda erkeklere göre 7 kat daha fazla görülen fibromiyalji sendromu hakkında açıklamalarda bulunan Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği (TRASD) Başkanı Prof. Dr. Ayşen Akıncı Tan, fibromiyaljinin neredeyse romatizmal hastalıklar kadar yaşam kalitesini bozan bir durum olduğunu ve birçok hastalığı taklit edebilecek yakınmalar yapabileceğini belirtti. Yumuşak doku romatizması ya da kas romatizması olarak da adlandırılan fibromiyalji sendromunun en çok yaygın vücut ağrısı, uyku bozukluğu ve yorgunluk belirtilerine neden olduğunu fakat hastaların bu belirtiler dışında sabah tutukluğu, eklem ağrıları, uyuşmalar, kuru göz,
irritabl barsak sendromu, baş ağrısı, konsantrasyon azalması ve unutkanlık, anksiyete, depresyon, sık idrara çıkma, huzursuz-bacak sendromu ve benzeri semptomlar ile gelebildiğini belirtti.
Fibromiyaljinin nedeninin henüz tam anlaşılamadığını, teşhis koyarken iyi bir muayene yapmanın çok önemli olduğunu çünkü hastalığa özgü bir laboratuvar testinin henüz bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Ayşen Akıncı Tan, kadın olmanın ve orta yaşın bu sendrom için risk faktörleri olduğunu, aile öyküsü ve romatizmal hastalığı olanlarda bu duruma daha sık rastlandığını belirtti.
Fibromiyalji tedavisinin temelini ilaç ve fizik tedavi uygulamalarının oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Akıncı Tan, hastaya bu hastalığın tedavisinin uzun bir süreç olduğu bilgisinin verilmesinin çok önemli olduğunu belirtirken, ağrının sürekli olmasının vücuda zarar vermeyeceğinin bilinmesinin de gerektiğini söyledi.