Türkiye, 22 – 25 Nisan 2013 tarihleri arasında ABD’nin Chicago kentinde yapılan Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı’na (BIO International Convention 2013) Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu başkanlığında, kamu yetkililerinden ve özel sektör temsilcilerinden oluşan geniş bir heyetle katıldı.
Konferansta konuşan Müezzinoğlu, “Türkiye’nin biyoteknoloji alanında söz sahibi olmak istediğini” kaydetti. Yatırımcıların sorularını yanıtlarken, Türkiye’nin sağlık alanındaki harcamalarına dikkat çeken Bakan Müezzinoğlu, “Türkiye’ye gelen yatırımcı kazançlı çıkacak” dedi.
Konferansa katılarak temaslarda bulunan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Yürütme Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri Alp Sevindik ise BIO Chicago’da Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarının tanıtıldığını, ancak daha fazla yatırım çekebilmek için Türkiye’nin yatırım ortamını ve yenilikçilik ekosistemini iyileştirmeye devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Biyoteknoloji konusunda dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı (BIO International Convention 2013) 22-25 Nisan 2013 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago kentinde yapıldı. Türkiye toplantıya, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu başkanlığında, kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan üst düzey bir heyetle katıldı. Konferans boyunca uluslararası yatırımcılarla önemli temaslar yapan Sağlık Bakanı ve diğer yetkililer Türkiye’deki yatırım fırsatlarıyla ilgili bilgi verdi. Konferansta, T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sektör temsilcilerinin de katkılarıyla hazırlanan ve yakında kamuoyuyla paylaşılması beklenen “Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı” hakkında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Süfyan Emiroğlu bir sunum yaptı. Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü İbrahim Uslu, Nisan 2012’de kamuoyuna duyurulan ve 15.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni teşvik sistemi ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu. Sözkonusu panelde Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Ekonomik Araştırmalar Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Gürsöz de bu konuları irdeleyen ve ilaç sektörünün mevcut durumuna ve Türkiye’deki yatırım ortamına ilişkin bir değerlendirme yaptı.
“BİYOTEKNOLOJİ ALANINDA SÖZ SAHİBİ ÜLKE KONUMUNA YÜKSELMEK İSTİYORUZ”
Konferansın ikinci gününde BIO Bakanlar Oturumu’nda konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’nin dünya ilaç pazarında 16. , AB pazarında ise 6. sırada yer aldığını hatırlatarak şunları söyledi: “Türkiye’nin dünya ilaç ihracatından ve toplam biyoteknolojik buluşlardan aldığı pay çok düşüktür. Biz bu durumu değiştirmek ve biyoteknoloji alanında söz sahibi bir ülke olmak istiyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin klinik araştırmalar açısından da hak ettiği seviyeye ulaşmasını temenni ediyoruz.”
Dr. Müezzinoğlu konuşmasında AİFD’nin “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023 Raporu”na da değinerek özel sektörün bu tür raporlarının bir yol haritası niteliğinde olduğunu ve hükümet tarafından da desteklendiğini ifade etti.
Bakan Dr. Müezzinoğlu Türkiye’de sağlık alanındaki harcamaların arttığını ve ekonomik krizlere rağmen ödemelerin aksatılmadan yapıldığını hatırlatarak, Türkiye’ye gelen yatırımcıların kazançlı çıkacağını söyledi.
Panelde katılımcıların sorularını yanıtlayan T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Saim Kerman, onay sürelerinde sorun yaşandığını, önümüzdeki dönemde bürokrasinin mümkün olduğu kadar hızlı işlemesi ve şeffaf kriterlerin uygulanması için çalışacaklarını kaydetti. “İlaç firmaları ne kadar dinamik olursa, biz de hedeflerimize o kadar kısa sürede ulaşırız” diyen Kerman, özel sektörle iletişimin güçlendirileceğini ve ilaca erişim süreçlerinin hızlandırılacağını kaydetti.
Sağlık Bakanı, Chicago’daki temasları sırasında araştırmaya dayalı global biyofarma şirketi Abb Vie’nin üretim ve Ar-Ge merkezini de ziyaret etti.
TÜRKİYE YATIRIM ORTAMINI İYİLEŞTİRMEYE DEVAM ETMELİ
Chicago’da Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı’na katılan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Yürütme Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri Alp Sevindik şu açıklamayı yaptı: “Sayın Bakanımız ve diğer yetkililer Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli temaslar yaptılar. Biz de AİFD’nin “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023 Raporu”nda vurguladığımız Türkiye’deki yatırım potansiyeline dikkat çektik ve önerdiğimiz yol haritasını açıkladık. Buradaki temaslarımızdan edindiğimiz izlenim, Türkiye’nin daha fazla biyoteknoloji yatırımı çekebilmesi için yenilikçilik ekosistemini ve ilaç sektörü yatırım ortamını iyileştirme çabalarını ivme kazandırarak devam ettirmesi gerektiği yönünde. Uluslararası yenilikçi ilaç ve biyoteknoloji firmaları özellikle fikri mülkiyet haklarında uluslararası standartların sunulması, süreçlerin şeffaf olması ve yatırımı kolaylaştırıcı yasal düzenlemelerin yapılması beklentisi içindeler. ”
Alp Sevindik şöyle devam etti: “Sayın Bakanımız, önümüzdeki dönemde ilaç sektörü ile iletişimin güçlendirileceğini ve ilaca erişim süreçlerinin hızlandırılacağını kaydetti. Bu yönde sağlanacak ilerleme Türkiye için çok yararlı olacaktır. İlacı stratejik bir sektör, sağlığı da öncelikli bir alan olarak belirleyen Hükümetimizin bunun gereğini yapacağına ve yenilikçi ortamı güçlendirecek, yatırımları teşvik edecek adımları atmaya devam edeceğine inanıyoruz.”
ARGONNE LABORATUARI ZİYARETİ
Türk heyetinden bir grup ayrıca Chicago’daki Argonne Ulusal Laboratuarını ziyaret etti. Argonne’da bulunan ve dünyanın en büyükleri arasında yer alan Gelişmiş Foton Kaynağı (Advanced Photon Source) hücre ve protein yapısının incelenmesi için bir görüntüleme imkanı sunuyor ve bu açıdan yeni ilaç molekül keşfinde büyük öneme sahip. 1.100’ü doktoralı araştırmacılar olmak üzere yaklaşık 3.500 kişinin çalıştığı bu önemli araştırma merkezi, ABD hükümeti tarafından desteklenmekte ve merkezin yıllık bütçesi yaklaşık 800 milyon doları bulmakta. Türkiye’de de temel ilaç araştırmalarının yapılabilmesi için AİFD olarak önerilen çok disiplinli ulusal bir laboratuar ve kümelenme modelinin en başarılı örneklerinden olan Argonne’da, dünyanın her yerinden üniversite, özel şirket ve araştırma merkezleri 600’ün üzerinde projede birlikte çalışıyor.
Gelişmiş Foton Kaynağı’nın kurulmasında da görev alan ve araştırmalarını burada sürdüren Prof. Dr. Ercan Alp, bu tür merkezlerin başarılı olabilmesi için gerekli şartları sıralarken; inovasyon açısından kritik olan çok disiplinli yapılanmanın, üniversite bünyesindeki bir bölüm laboratuarı olmaktan çıkıp ulusal ve uluslararası işbirlikleri içinde yer almanın, endüstri ile yakın ilişkide olmanın, mali ve idari özerkliğe sahip olmanın önemini vurguladı. Uzmanlar, Türkiye’nin bilimsel altyapısını geliştirmesi ve üniversite – endüstri ilişkilerini sürekli kılacak modeller oluşturması gerektiğini de ifade ettiler.
Aynı zamanda Türkiye’de kurulması planlanan Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin (THM) Uluslararası Bilimsel Danışma Komitesi’nin de Başkanı olan Prof. Dr. Alp, Argonne Laboratuarının bu konuda iyi bir örnek oluşturduğunu vurguladı.
TÜRKİYE STANDI İLGİ GÖRDÜ
65 ülkeden 16.000’i aşkın katılımcının bulunduğu Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı kapsamında Türkiye de geniş bir standla yer aldı. Açılışı Sağlık Bakanı tarafından yapılan Türkiye standında bulunan AİFD, ilaç sektörünün Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi verdi; “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023” raporunu ve burada önerilen yol haritasını tanıttı. Büyük ilgi gören standda, AİFD ile birlikte, İlaç Temel Araştırmalar Merkezi (İTAM) da tanıtım yaptı.
Özgün ilaç keşfi, ilaç geliştirilmesi ve ilaç sektörüne bilgi ve teknoloji aktarımı konularında çalışacak bir teknoloji merkezi olarak planlanan ve İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İTAM, 6 üniversitenin işbirliği ile hayata geçiyor. İTAM, AİFD’nin “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023” raporunda, Türkiye’de ilaç temel araştırmalarının yapılmasına imkân verecek ekosisteminin oluşturulması için belirlediği adımların birçoğunun somutlaştığı bir platform olarak ortaya çıkıyor. İTAM’ın yeni molekül keşfi, ilaç temel araştırmaları, üniversite – sanayi işbirliği ağının kurulması ve Türkiye’nin araştırma altyapısının geliştirilmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.