Türk Nöroloji Derneği’nin 21-27 Kasım 2014 tarihleri arasında Antalya’da düzenlediği 50’nci Ulusal Nöroloji Kongresi’nde ülkemizde sık görülen beyin hastalıkları ve nörolojik sorunlar ele alındı. Nörolojik bilimlerin farklı alanlarından yaklaşık bin 700 uzmanın katıldığı kongreye “2014 Türkiye Beyin Yılı” kapsamında sürdürülen etkinlikler damgasını vurdu.
Ana teması ‘Kognitif Nöroloji’ olan 50’inci Ulusal Nöroloji Kongresi Türk Nöroloji Derneği ( TND ) ev sahipliğinde Antalya Rixos Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yerli yabancı yaklaşık bin 700 sağlık çalışanının katıldığı kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında da Türkiye’de öne çıkan nörolojik hastalıklar ve beyin damar hastalıkları hakkında bilgi verildi.
Basın toplantısında Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ersin Tan, Türk Nöroloji Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Türkiye Beyin Aksiyon Grubu Moderatörü Prof. Dr. Rana Karabudak ile Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, Doç. Dr. Levent İnan, Prof. Dr. Babür Dora, Prof. Dr. M. Ali Akalın ve Türk Nöroloji Derneği Kognitif Nöroloji Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Mustafa Bakar Türkiye’de en sık görülen nörolojik rahatsızlıklar olan başağrısı, beyin-damar hastalıkları, inme, epilepsi, Parkinson, Alzheimer, Multiple Skleroz (MS) ve kas hastalıkları hakkında güncel verileri paylaştılar.
Akraba evliliklerinde dünyada ilk 3’teyiz
Türk Nöroloji Derneği ve 50. Ulusal Nöroloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Ersin Tan, toplumda her 6 kişiden kişiden birinde baş ağrısı, bel ağrısı, el ayak uyuşması gibi nörolojik semptomların görüldüğünü söyledi. Türkiye’de hala çok sık görülen akraba evliliklerinin nörolojik hastalıkların önemli bir nedenini oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersin Tan, “Akraba evliliklerinde tüm dünyada 3. sıradayız. Akraba evliliği hastalık demektir, mutlaka önlememiz gerekir” diye konuştu. Prof. Dr. Ersin Tan, belli başlı nörolojik hastalıklar ve görülme sıklıkları hakkında da şu bilgileri verdi: “Ülkemizde yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası, 750 bin epilepsi (sara) hastası, 300 bin parkinson hastası, 30 bin civarında da MS hastası bulunmaktadır. Yine başağrıları nüfusun yüzde 50’sini, migren ise nüfusun yüzde 15’ini etkilemekte. İstatistikler, hayatımız boyunca bir kez epilepsi (sara) nöbeti geçirebileceğimizi gösteriyor. Amacımız, nörolojik hastalıklar giderek artarken sağlıklı yaşlanmak. Unutulmamalıdır ki sağlıklı beyin sağlıklı yaşam için vazgeçilmez unsurdur. Beynimizin bir yedeği yok. Yapay kalp var ama yapay beyin yok. Bu nedenle beynimizi sevmeli, onu iyi korumalıyız. Bu nedenle yılda bir kez mutlaka nöroloğa gidilmesini öneriyoruz.”
Türkiye Beyin Aksiyon Grubu Moderatörü Prof. Dr. Rana Karabudak da kongre kapsamında “Türkiye Beyin Yılı Oturumu” düzenlendiğini belirterek, Türkiye Beyin Yılı Projesi ile toplumda nörolojik hastalıklarla ilgili farkındalık oluşturmaya ve beyin sağlığını korumayı, nörolojik hastalıklar nedeniyle yükselen ölüm ve sakatlık oranını azaltmaya yönelik çalışmalara ağırlık verildiğini belirtti. Prof. Dr. Rana Karabudak, düzenledikleri ‘Nöronlar Konuşuyor’ adlı bilgilendirici eğitim seminerleriyle şimdiden 2 bin 500’den fazla öğrenciye ulaştıklarını söyledi.
Beyin hastalıkları 2. ölüm nedeni
İnmenin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ölüme neden olan hastalıklarda ikinci sırada geldiğini, sakat bırakmada ise ilk sırada olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şerefnur Öztürk de tüm dünyada her yıl 17 miyon kişinin inme geçirdiğini bu kişilerden 6 milyonunun kaybedildiğini söyledi. İnmenin özellikle kadınları daha fazla etkilediğine işaret eden Prof. Dr. Öztürk, belirtilerin hızlı tanınması ve hızlı tedaviye ulaşmakla ölüm oranlarının azaltılabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Öztürk, “100 kişiden 60’ı yaşam tarzında yapacağı değişikliklerle inmeden korunabilir” diye konuştu.
Parkinsonun ekonomik külfeti çok ağır
Parkinson hastalığı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer de hastaların tamamımın tedavi görmediğini, hastalığın kimi zaman fark edilmediğini kimi zaman da fark edilse bile çaresiz olduğu düşünülerek hekime gidilmediğini açıkladı. Parkinsonu “hastaları yatağa bağlayan ve ekonomik külfeti çok ağır bir hastalık” olarak niteleyen Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, ülkemizdeki Parkinson hastalarının yıllık ilaç kullanımlarının maliyetinin 110 milyon dolar olduğunu bildirdi.
Toplumda iki kişiden biri başağrısı çekiyor
Türkiye’de nüfusun yüzde 45’inin başağrısı, yüzde 16’sının da migren ağrısı çektiğini söyleyen Prof. Dr. Babür Dora da, başağrısının Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en çok özürlülüğe yol açan hastalıklar arasında ilk 10’da yer aldığını söyledi. Dünyadaki tüm doktorlara başvuruların yüzde 4’ünün başa
ğrısına bağlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dora, migren hastalarının yüzde 90’ının hayat kalitelerinin etkilendiğini ve yüzde 30’unda önemli derecede işgücü kayıpları meydana geldiğini söyledi. Migren hastalarının yüzde 25’inde başağrılarının orta-ileri derecede engellilik oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dora, başı ağrıyan kişinin işe gidemediğini ya da gitse bile işte verimli çalışamadığını ifade etti. Prof. Dr. Dora, her ay 20 – 30 gün baş ağrısı çekenlerin oranının yüzde 2 olduğunu da sözlerine ekledi.
Leblebi gibi ağrı kesici tüketiliyor!
Türkiye’de ağrı kesici kullanımının da önemli bir sorun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Babür Dora, “Ülkemizde çok sık, adeta leblebi gibi ağrı kesici kullananlar var. Çok sık ağrı kesici kullanmak da baş ağrısı nedeni. Kişi zamanla ağrı kesiciye bağımlı hale geliyor ve çok sık kullandığı için ilacın etkisi azalıyor. Sonuçta ciddi bir sağlık problemi haline geliyor” diye konuştu.
7 saniyede bir Alzheimer bulgusu saptanıyor
Kongrenin ana konusu olan “Kognitif Nöroloji” hakkında bilgi veren Türk Nöroloji Derneği Kognitif Nöroloji Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Mustafa Bakar ise kognitif nörolojinin günümüz dünyası için önemine işaret etti. Prof. Dr. Mustafa Bakar, tüm dünyada yaşlanan nüfusla birlikte giderek artan bir sorun haline gelen demans hastalıkları ve giderek artan Alzheimer hastalığıyla ilgili şunları söyledi:
“Kognitif nöroloji, beynin bilişsel fonksiyonlarını; lisan, hesaplama, bellek, karar verme, oryantasyon ve algılama fonksiyonlarını işaret eder. Kognitif nöroloji son yıllarda yaşlanan nüfuslarda giderek artan bir sorun haline gelen demanslı hastaları ilgilendiren bir konu. Bilindiği üzere tüm dünyada nüfus yaşlanıyor ve Alzheimer gibi demans hastalıkları artıyor. Bu nedenle kognitif nöroloji de ayrı bir önem kazanıyor.”
Alzheimer artıyor ancak yatak sayısı yeterli değil!
Prof. Dr. Mustafa Bakar, 2015 için 60 yaş ve üstündeki populasyonun 8,5 milyon kişiye ulaşacağının hesaplandığını belirterek, “Demans hastalıklarının görülme sıklığının yüzde 7 olduğunu düşünürsek nüfusumuzda 500 bin demanslı kişi olacak demektir. Neredeyse 7 saniyede bir Alzheimer bulgusu saptanıyor. Tüm bu verilere karşılık 23 bin 500 bakım evi yatağı bulunuyor. Alzheimer’ın toplumsal ve ekonomik yükü giderek artıyor ancak özellikle bakım evlerindeki yatak sayısı yeterli değil” diye konuştu.
Bu belirtiler sizde varsa nörolojik bir probleminiz olabilir!
Nörolojik hastalıklarla ilgili toplumda hala yanlış düşüncelerin var olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Ersin Tan, “Her epilepsi hastası bayılır veya her Parkinson hastasında titremeler olur gibi yanlış bilinenler var. Toplumumuzdaki yanlış bilinenlerin önüne geçmek için bilinçlenmek çok önemli” dedi.
Prof. Dr. Levent İnan da doğru bilgilenme için Türk Nöroloji Derneği’nin web sayfasını adres gösterdi. Nörolojik hastalıklar hakkında bilgi edinmek isteyen vatandaşların www.noroloji.org.tr adresinden güvenli bilgi alabileceğini belirten Prof. Dr. İnan, nörolojik problemlerin belli başlı bazı bulguları hakkında şu bilgileri verdi: “Periyodik veya kronik başağrılarında, günlük yaşamı etkilemeye başlayan unutkanlık, davranış bozuklukları, kişilik değişiklikleri, hayal görme, kendine bakım-hijyende bozulma, kişinin hareketlerinde ortaya çıkan yavaşlık ya da istemsiz hareketler, yapılan işe uyumlu olmayan halsizlik, inatçı olabilen karıncalanma, denge problemleri, görme bozuklukları, konuşma bozuklukları, geçici görme kaybı veya çift görme, göz kapağında düşüklük, göz bebeklerinin büyüklüklerinde farklılık gibi şikayetlerde nöroloji uzmanına başvurulmalıdır.”
Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın, ülkemizde kas ve çevresel sinir hastalıklarının sık olduğunu üzülerek ifade etti. Bu hastalıkların çok büyük bir bölümünün akraba evliliği sonucu ortaya çıktığını bu evliliklerden vazgeçilmesi halinde hastalık sıklığının da azalacağını ifade etti.