İnsanlığın hiç olmadığı kadar kilolu olduğunu belirten Tıbbi Beslenme Uzmanı Dr. Eyyüb Yılmaz, açlığın 5 evresinin bulunduğunu ve bu evrelerde vücudumuza çeşitli mesajlar gittiğini söyledi. Bu mesajların doğru anlaşılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Dünyanın beslenme biçimini değiştirecek bir dalgayı başlatmak istiyorum. 20 dakikada 20 kilo diyorum ve dikkat edilmesi gerekenleri tüm sadeliği ile açıklıyorum. Refleksler hep 20 dakikadır. Her bir açlık atağı 20 dakikadır. Açlığın her fazzı aslında bize bir bilgi veriyor,” dedi.
“İnsanlık hiç olmadığı kadar kilolu. Çölyak, otizm ve alzheimer GDO’lu gıdaların bize hediyesi”
Yaradılıştan günümüze insanın varlık sürecine bakıldığında insanların hiç bu kadar kilolu olmadığını söyleyen Yılmaz, “Dünya tarihinde hiçbir zaman gıdalarla bu kadar oynanmadı. İnsan fizyolojisine aykırı gıdalar insan sağlığını tehlikeye atmaktadır. Pirinçten, mısıra kadar aklımıza gelebilecek birçok gıda üzerinden oynanma yapıldı. Yeryüzünde hiçbir zaman çölyak, otizm ve alzheimer denilen hastalıklar yoktu. Bu hastalıklar gıdaların bozulması, gıdaların genetiğinin değiştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Bunların son bulması doğru beslenmeden geçmektedir” ifadesini kullandı.
“Dünyanın beslenme biçimini değiştirecek bir dalgayı başlatmak istiyorum”
“Dünyanın beslenme biçiminin değişmesi gerektiğine inanıyorum. Dünyanın beslenme biçimini değiştirecek bir dalgayı başlatmak istiyorum” diyen Yılmaz şu bilgileri verdi: “İki tür açlık var. Biri gençleştiriyor, diğeri yaşlandırıyor. Açlık, insan fizyolojisi üzerinde detox mekanizmasının uyarıcısı olarak kullanılmaktadır. Açlık, bütün detox mekanizmalarını harekete geçirir. Detoxta hedef vücutta yılların birikimi olan toksinlerden kurtulabilmektir. Detox, bir bayram temizliği gibidir, yani hiç girmediğiniz yerleri temizlemek adeta köşe bucak temizlik yapmaktır. Açlık, bu detaylı temizliği başlatabilmeyi, depolarımızı boşaltmayı hedefler.”
“Sistemin nasıl işlediğini bilmemiz gerekiyor”
Açlığın depolarımızı boşaltırken bize en az yararlı olan kısımlardan kurtulabilmenin yol haritası olduğunu anlatan Dr. Yılmaz, “Burada sistemin nasıl işlediğini bilmemiz gerekmektedir. Bu süreci doğru yönetirsek gençleşmeye doğru gideriz. Aksi halde durum tersine işler. Enerji kaynağı olarak kaslarını kullanan biri iseniz ve kaslardan kilo veriyorsanız sistem yanlış işler. Bu açlık size fayda getirmediği gibi zarar verir ve kilo verme süreciniz yaşlanmayla sonuçlanabilir. Eğer kaslardan yakarsanız çok hızlı kilo verirsiniz. Kasları eriten kişi, oturduğu yerde erimeye başlar, bütün kolejen yapılar, kas yapıları erimeye gider ve yaşlanma süreci başlar. Bu, açlığı yönetememektir” dedi.
Açlığın 5 evresi var, 3 önemli hataya dikkat!
Açlıkta 5 evre bulunduğunu ve her bir evrede vücudumuzun farklı yerlerinin temizlendiğini ifade eden Yılmaz, “Açlığın bu 5 evresinde neler hissettiğimiz, açlığı nasıl yönettiğimiz çok önemli. Açlığın her evresi aslında yeni bir yeri temizliyor. Midenin boşaltılması, bağırsakların boşaltılması, karaciğerin boşaltılması” dedi.
20 dakikada 20 kilo
“Açlık duygusu dalga dalga gelir. Bazı dalgalar yüksek bazı dalgalar düşük gelebilir ve bu durum kişiden kişiye göre de değişebilir” diyen Yılmaz, 20 dakika konusu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Birinci dalga midenin boşaltım anı. Midenin boşaltım refleksi 20 dakika sürer, bağırsağın boşaltım haberi de 20 dakika sürer. Bağırsağın boşaltımı 2 saat, depoların boşaltılması da 2 saat sürmektedir. 4 saatte midenin boşaltılması sürecektir. Toplamda 8 saat. 8. saatte bile aslında gerçek bir açlığa girmemiş olabiliriz. “
Vücudumuzun verdiği sinyalleri yanlış tanımlıyoruz
Vücudumuzun verdiği sinyalleri yanlış tanımlıyoruz. Birinci evrede anlayacağımız şey midemizin boşaldığıdır. Aç değilim diyoruz ve 20 dakikadan sonra açlığımız geçiyor. İkincide de karaciğer depoları boşalıyor. Türkiye’deki insanların en az yüzde 25’inin karaciğerinde yağlanma var. Bunun sebebi açlık sürecini 8 saate getirememektir. Açlık süreçlerini sabote ediyoruz. Acıktığımız zaman açlığımızı yatıştırmak için atıştırmalıklara yöneliyoruz. Anneler yemek yaparken çocuklarına kıyamadığı için yemek olana kadar atıştırmalık veriyor. Oysa o açlık duygusu bizim için bir lütuftur. Açlık durumunda iken toksinleri yakıyoruz. Yaşlanmış hücreleri atıyoruz. Karaciğer depolarına yöneldiği için depoların boşaltılmasını sağlıyoruz. Açlık haliyle karaciğer depolarını tam boşaltacakken süreci sabote ediyoruz ve bir atıştırmalıkla karaciğer depolarının boşaltılmasını engelliyoruz. Ve karaciğerin yağlanma sürecine neden oluyoruz.”